PDA

PDA
Pembe Domates Ağı, Logo üzerine tıklayarak PDA ana sayfasına gidebilirsiniz... "Pembe Domates Ağı" (PDA): 2006 yılında Avniye ve Mehmet Ata Tansuğ'un bir İstanbul apartmanının balkonundaki "Evde Pembe Domates Serüveni " ile başlayan; daha sonra Türkiye'deki evladiyelik ("heirloom") doğal pembe domateslere sahip çıkarak, onları yine doğal yöntemlerle evlerinin balkon veya bahçelerinde yaşatmaya karar verenlerin katılımıyla oluşan ve genişleyen toplumsal ağ...

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Yeni Haberler.

Çiçek serasından aldığım çilekler, çiçek açmış ve meyve oluşumu başlamıştı. Ancak çok fazla büyümeden çilekler kızarmaya başladı. Kokusu oldukça güzel. Mis kokulu çilek. Büyüklük olarak bundan biraz daha küçükleri "Osmanlı Çileği" veya "Dağ çileği" olarak adlandırılıyordu sanırım. Benim çilekleri cinsi arada kaldı. Ya saksıda büyüdüğü için meyve büyümesi tam olmadı, yada cinsi böyle...

Tomurcuklanmasına karşın bir türlü çiçek açmayan süs biberim sonunda çiçek açtı. Açan üç çiçek görünmekte. Gerçi süs biberi diyorum ama, öyle olup olmadığı biberler oluşup büyüyünce belli olacak sanırım. Çünkü bu biberin tomurcukları diğer bibere göre oldukça büyük idi. Çiçek şeklide diğerine göre farklı.

Maydonoz ve nane tarlamın maydonoz tarafı. Naneler biraz nazlı. Tohumları maydonoza göre daha geç çillendi.

Bu yandaki nazeninde sanırım nane olacak. Gerçi sadece maydonoz ve nane tohumu ektiğimi düşünüyordum ama tarlada o kadar çok değişik filizler çıktı ki. Sanırım semizotu bile var. Neyse artık. Tarladan yenebilecek ne çıkarsa yiyeceğiz ailece.

Buda malum tarlanın genel görünümü. Yanda 5 adet kıska soğandan çıkan taze soğan çilleri...

Bir tarla yetmedi. İkinci tarlayı sürüp ektim. Bunda sol tarafta köklü olarak kapıcımızın bahçesinden aldığım naneler var. Hemen yanında bir sıra kuzukulağı, kalan bölümün yarısı soğan tohumu, yarısı ise dereotu tohumu ekili. Bu fotoğrafı ekimi yaptığım ilk gün çekmiştim. Dün akşam itibariyle dereotu ve kuzukulağı tarafından çiller çıkmaya başladı. Soğandan henüz bir haber yok.

Bu saksıya şaşırttığım Isparta'dan muhtar Mesut Kabuloğlu'nun göndermiş olduğu pembe tohumlarından yetişen fide. Saksı biraz büyük olduğu için balkonda yere koydum. Az güneş alıyor, rüzgar değmiyor. Bence diğer fidelere göre gelişimi de oldukça iyi. Bulunduğu yerin bir etkisi varmı bilemiyorum.

Bir süre önce grupta moraran yapraklarla ilgili yazmıştım. Bu ve alttaki fide daha önceden mor yapraklı olan fidelerden.
Havaların ısınmasıyla yapraklar üzerindeki morluklar yavaş yavaş azalmaya başladı.

Yeni çıkan yapraklar ise açık yeşil renkte. Morarma belirtisi yok. Sanırım biraz soğuk alması nedeniyle morarmışlar.

Bu arada işyerinde bulunan saksıya şaşırtığım fidelerin yaprakları, çok fazla güneş görmemesine karşın (öğleden sonra 14 gibi güneş görmeye başlıyor), güneş yanığı gibi yanda görüldüğü şekilde buruşup kuruyor.

Tabi her yaprak değil. Bazı yaprakların uç kısımları bu şekilde.


Birde bu şekilde yaprak üstlerinde ve yanlarında beyazlık ve bölgesel kurumalar var. Buna karşın fidelerin genel görünümünde çok fazla birşey yok. Gelişimi iyi sayılır. Bugün deneme amaçlı olarak aydınlık ancak güneş görmeyen bir yere aldım. Yarın ve sonraki günler bir süre takip edeceğim gelişimi ve yaprakları.

Bu arada saksıya diktiğim üç adet fidede olmamasına karşın, fide poşetine şaşırttığım ve evde öğleden sonra güneş gören pencere kenarına koyduğum bir fidede koltuk oluşumu başladı. Neredeyse ilk koltuk alınacak hale geldi. Şimdilik dursun diyorum. Birkaç gün sonra alırım artık.
İşte böyle böyle... Bu arada fidelerimden altı tanesini kapıcımızın bahçesine diktim. Dikimin ertesi günü başlayan yağmur aralıklarla akşam saatlerinde olmak üzere iki gündür yağıyor. Umarım bahar yağmurları faydalı olur onlara. Bahçeye ekilen fidelerin fotoğraflarını henüz çekmedim. Bir ara çekip bloga yüklerim.